23 Aralık 2009 Çarşamba

Uzaklardan Türküler - Kadifeden Kesesi

Bir kırım türküsü. Bu kadar içli söylenir mi Asiye hanım, eridik bittik.

2 yorum:

JoA dedi ki...

kaç gecedir 3-4 saat uykuyla idare etmeye çalışıyorum. nihayet bu gece en az 6 saat uyuyabileceğim. elimdeki işlerden birini teslim ettim. içim birazcık da olsa rahatladı. tam uyumaya hazırlandım ki gözümün kenarcığına bir küçücük damlacık bıraktı bu türkü. olacak şey miydi yani şimdi?

yıllaaaar önce üniversitedeyken, bir yandan da bir çeviri bürosunda çalışıyordum. arada sırada uğrayan bir çocuk vardı. kırımlı. rusça çeviri yapardı. adını unuttum. çok yakışıklı, bir o kadar da hüzünlü bir çocuk. çok ağırbaşlıydı. gelip otururdu, ben de hayran hayran onu izlerdim. bir gün elinde kırım fotoğraflarıyla geldi. ilkbaharda kırım, kışın kırım, sonbaharda kırım. hepsini tek tek anlattı. özlemi yüzünden belliydi. onlarda vatan hasreti bir başka oluyor gibi gelmişti bana o zaman.

şimdi bu türküleri dinleyince, bu insanların derin bir yarası var diye düşünüyorum. yapılacak işler listesine, kırım tarihini araştırmayı da ekledim. dur bakalım ne zaman sıra gelecek.

katre dedi ki...

hani halel gelmesin diye yalan söyleyeceğim, dönüp dönüp bu türküyü dinledim ben de bugün kaç kere.

bulduğum dinlediğim tüm kırım türküleri genelde çok içli, ezgileri de o kadar özgün ki, en çok da ona şaşırıyorum, hepsinin birbirinden farklı tadı var. aynı yöreden bu kadar farklı ezgiye pek alışık değilim kendi adıma.

damla yerine ağzınızı kulaklarınıza yayan birşeyler de koyarız elbet.