kaşık düşmanı bugün yoldan telefon ediyor; "kaç yıl oldu hatırlıyor musun? unuttun gene." "ne kaç yılı..hass... " afedersiniz. burada küfürlü konuşmadığımı da unuttum. biz beraber olmaya başlayalı 10 küsür yıl olmuş. kaç 10, 15 olmuş galiba. galiba kısmı şöyle; evlenmeden önce de uzun süre tanıştığımız için, ne ara sevgili olup birlikte olma moduna geçtiğimizi hatırlayamıyoruz. neyse. son dakika planlarıyla zevahiri kurtardım kendi çapımda. kendi çapımda kısmı da şöyle; özel günlerde hediye almaktan ve vermekten hoşlanmıyorum normalde, fakat kaşık düşmanı önem veriyor. ben de son dakika bir çiçek, bir yemek ve şarapla durumu kurtarıyorum. yiyor mu bilmiyorum. her yıl aynısını yapyorum çünkü. yemiş gibi görünmeyi dert etmiyor gibime geliyor. 10 küsur senedir her sene istikrarlı bir biçimde böyle birkaç hatırlanması gereken günü unuttuğumdan, "bu da bu model" deyip kabullendi sanıyorum. yemekte "15yıl çok olmuş" dedi. "eeee" dedim. "ama çabuk geçti" dedi. iyi birşey dediğini varsayıyorum. eve gelince, alttaki parçanın olduğu cd'yi koydu, kendisine ve bana bir kadeh rakı doldurdu. ayakları sehpaya uzatıp "bu rakıyı bulandan allah razı olsun" dedi. kırk yılda bir içer aslında. "zındık" dedim. ne diyeyim?
25 Ağustos 2010 Çarşamba
kaşık düşmanı
normalde unutmamam gereken günleri ısrarla unutuyorum. daha doğrusu, gününde hatırlayamıyorum. ya bir iki gün sonra hatırlıyorum, ya da bir iki gün önce. ama o gün, yani asıl unutmamam gereken gün geldiğinde, aklımdan çıkıp gidiyor. güya elli yere hatırlatıcı koyuyorum. outlook'a yazmışım. şu gün gelmeden bir gün önce bana hatırlat demişim. o da benden akıllı, hatırlatıyor bir gün önce. "tamam" diyorum outlook'a. fakat ertesi günü unutmamam gerektiğini unutuyorum. özetle; özürlüyüm.
kaşık düşmanı bugün yoldan telefon ediyor; "kaç yıl oldu hatırlıyor musun? unuttun gene." "ne kaç yılı..hass... " afedersiniz. burada küfürlü konuşmadığımı da unuttum. biz beraber olmaya başlayalı 10 küsür yıl olmuş. kaç 10, 15 olmuş galiba. galiba kısmı şöyle; evlenmeden önce de uzun süre tanıştığımız için, ne ara sevgili olup birlikte olma moduna geçtiğimizi hatırlayamıyoruz. neyse. son dakika planlarıyla zevahiri kurtardım kendi çapımda. kendi çapımda kısmı da şöyle; özel günlerde hediye almaktan ve vermekten hoşlanmıyorum normalde, fakat kaşık düşmanı önem veriyor. ben de son dakika bir çiçek, bir yemek ve şarapla durumu kurtarıyorum. yiyor mu bilmiyorum. her yıl aynısını yapyorum çünkü. yemiş gibi görünmeyi dert etmiyor gibime geliyor. 10 küsur senedir her sene istikrarlı bir biçimde böyle birkaç hatırlanması gereken günü unuttuğumdan, "bu da bu model" deyip kabullendi sanıyorum. yemekte "15yıl çok olmuş" dedi. "eeee" dedim. "ama çabuk geçti" dedi. iyi birşey dediğini varsayıyorum. eve gelince, alttaki parçanın olduğu cd'yi koydu, kendisine ve bana bir kadeh rakı doldurdu. ayakları sehpaya uzatıp "bu rakıyı bulandan allah razı olsun" dedi. kırk yılda bir içer aslında. "zındık" dedim. ne diyeyim?
kaşık düşmanı bugün yoldan telefon ediyor; "kaç yıl oldu hatırlıyor musun? unuttun gene." "ne kaç yılı..hass... " afedersiniz. burada küfürlü konuşmadığımı da unuttum. biz beraber olmaya başlayalı 10 küsür yıl olmuş. kaç 10, 15 olmuş galiba. galiba kısmı şöyle; evlenmeden önce de uzun süre tanıştığımız için, ne ara sevgili olup birlikte olma moduna geçtiğimizi hatırlayamıyoruz. neyse. son dakika planlarıyla zevahiri kurtardım kendi çapımda. kendi çapımda kısmı da şöyle; özel günlerde hediye almaktan ve vermekten hoşlanmıyorum normalde, fakat kaşık düşmanı önem veriyor. ben de son dakika bir çiçek, bir yemek ve şarapla durumu kurtarıyorum. yiyor mu bilmiyorum. her yıl aynısını yapyorum çünkü. yemiş gibi görünmeyi dert etmiyor gibime geliyor. 10 küsur senedir her sene istikrarlı bir biçimde böyle birkaç hatırlanması gereken günü unuttuğumdan, "bu da bu model" deyip kabullendi sanıyorum. yemekte "15yıl çok olmuş" dedi. "eeee" dedim. "ama çabuk geçti" dedi. iyi birşey dediğini varsayıyorum. eve gelince, alttaki parçanın olduğu cd'yi koydu, kendisine ve bana bir kadeh rakı doldurdu. ayakları sehpaya uzatıp "bu rakıyı bulandan allah razı olsun" dedi. kırk yılda bir içer aslında. "zındık" dedim. ne diyeyim?
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Pek güzel!
Karşılıklı durumlarınız ve kabulleriniz diyordum, pek güzel.
En az, bir onbeş daha devirmenizi dilerim.
:)
kısmet diyelim ekmekçikız hanım.
teşekkür ederim iyi dileğinize.
Yorum Gönder